Büyükada Phaeton Square
Urban Design Competition
Type: Urban Design Competition / Status: Concept Design / Client: Istanbul Metropolitan Municipality / Location: Büyükada, Istanbul / Year: 2021
Work in Collaboration / Team: Aslı Aydın, Dide Dinç Üstündağ, Zeynep Hagur Sorguç, Emel Akdemir Mut, E. Derya Erten Şen
Consultants: Elif Çelik, İlknur Uygun
Among the finalists selected to participate in the second stage of the competition
Büyükada (Prinkipo), tarih boyunca soyluların, prenslerin, patriklerin ve imparatorların sürgün yeri olarak kullanılmaları nedeniyle “Prens Adaları” olarak da bilinen 9 adet adadan oluşan Marmara Takımadalarının en büyüğüdür. Büyükada demir madeninin toprağa verdiği kırmızı renk nedeniyle “Kızıl Ada” olarak da anılmaktadır.Prens Adaları, üzerinde yerleşim olan Büyükada (Prinkipo), Heybeliada (Halki), Burgazada (Antigoni), Kınalıada (Proti), Sedefadası (Terebintos) ile üzerinde kalıcı bir yerleşim olmayan Sivriada (Oxia), Yassıada (Plati), Kaşıkadası (Pita) ve Tavşanadası’ndan (Neandros) oluşmaktadır. Tarih boyunca modern bir yaşamın izlerini taşıyan Büyükada, tarihi meydanları ve sokakları, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait mimari örnekleri ile özel bir doğal ve kültürel mirası barındırmaktadır. Çok dinli ve çok kültürlü yapısıyla zengin bir sosyal ve kültürel yaşantıya ve hafızaya sahip olan Büyükada, tarih boyunca çeşitli sanatçılara, yazarlara ve siyasetçilere de ev sahipliği yapmıştır.
Ada kentsel ve doğal sit alanlarından oluşmaktadır. Tarih boyunca motorlu taşıtların ulaşım aracı olarak kullanılmadığı adada, yürüyüş ve faytonlar ana ulaşım aracı olmuşlardır. Motorlu araçların kullanımının yasak olduğu ada, yaya öncelikli ulaşım modeli ve yavaş ritmli hayatı ile günümüzde giderek önem kazanan yavaş şehir hareketinin doğal bir öncüsü durumundadır. Bir süredir kontrolsüz olarak sayısı artan akülü araçlar, çok sayıdaki denetimsiz bisikletler, yaya öncelikli, yavaş yaşam anlayışını tehdit etmektedir. Motorlu araçlar adada yaşayan ve sokakları kullanan kedi, köpek gibi diğer canlıların güvenliğini de riske atmaktadır. Ada’nın karakteristik dokusunu organik sokaklar, tarihi meydanlar ve meydanların çevresinde şekillenen yapı dokusu oluşturmaktadır. Tipik yerleşimler bahçeli sıra evler, dağınık yerleşimli iki üç katlı konutlar ile bitişik nizam alt katı ticari üst katı konut olan yapılardır. Ada’nın sit alanı olması ve motorlu taşıt ulaşımının yakın zamana kadar olmayışı adadaki yapılaşma baskısını kısmen kontrol altında tutabilmiştir. Motorlu taşıtların kullanıma girmesi ve denetim eksikliği adadaki yapılaşma baskısını arttıracaktır.
Yarışmanın odak alanını oluşturan Arabacılar Meydanı ve Saat Meydanı; Çınar Meydanı, Emniyet Önü Meydanı, Birlik Meydanı gibi adanın tarihi meydanları arasındadır. Büyükada’nın kent merkezi odaklı tarihi zaman çizelgesi ile kent merkezinin, İskele Bölgesi’nin, Saat ve Arabacılar Meydanı’nın tarihi katmanlarının ortaya çıkartılması amaçlanmaktadır. Büyükada’nın yapılı ve doğal çevre elemanları ve aktörleri çalışması ile Büyükada’nın karakteristik özelliklerini ve dokusunu oluşturan yapılı ve doğal çevre elemanları ile kamusal alana etkiyen açık alan elemanlarını ortaya çıkartmaktadır. Bu soyutlama çalışması, envanter çalışmasının başlangıcı olarak görülebilir. Ada’nın insan dışı canlı aktörlerinin de çalışmaya dahil edilmesi adanın sadece insanlara ait olmadığını ve açık alan yaşantısının paylaşıldığını vurgulamaktadır. Ada’daki dini yapıların haritalanması ile, çok dinli ve çok kültürlü mirasın vurgulanması, geç osmanlı dönemi ve cumhuriyet dönemi modern mimari mirasının haritalanması ile bu döneme ait ve adaya karakteristik özelliklerini veren özellikle sivil mimari örneklerinin vurgulanması ve bir gezi, kültür rotası olarak ortaya çıkartılması amaçlanmıştır. Rotada işaretlenen müze ve kültür yapıları, açık ve kapalı sergi alanları ile kulüp ve dernekler adadaki mevcut ve potansiyel kültürel, sanatsal ve sosyal etkinlik alanlarına işaret etmektedir. Taş Mektep, Troçki Evi gibi yapıların restorasyonu sonrasında kültür ve etkinlik alanı olarak kullanılması önerilmektedir.
Yarışma kapsamında tarihten gelen güçlü bir sokak kullanımı ve yaya önceliği geleneği olan adadaki açık alanların potansiyellerinin ortaya çıkartılması ve ihtiyaç olan yerlerde niteliklerinin en az müdahale ile iyileştirilmesi amaçlanmaktadır. Adadaki sokakları, mevcut meydanları ve potansiyel meydancıkları birbiri ile bağlantılı bir “Açık Alanlar Ağı” olarak ele alan üst ölçek yaklaşımında insanların bir araya geleceği, dışarıda birlikte daha fazla zaman geçirebileceği, sosyalleşebileceği, buluşabileceği, çocukların oyun oynayabileceği niteklikli kamusal açık alanların adanın mevcut özelliklerinin iyileştirilmesi yoluyla gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Ada ölçeğinde işaretlenen kamusal alan ağı ile her mahallede küçük meydancıklar zaman içinde, adalıların ihtiyaçları doğrultusunda, zemin malzemesi düzenlemesi, bitkilendirme, sokak mobilyası eklenmesi gibi küçük müdahaleler ile nitelik kazandırılacaktır. Böylellikle kaldırımsız sokaklar özel bahçelerin birbirine eklemlendiği, bahçeden sokağa, sokaktan meydancığa ve meydancıklardan ana artelere devam eden entegre bir kentsel altyapıya dönüşecektir. Bu sayede her mahallede açık alanda bir araya gelme ve vakit geçirme alanları artırılacaktır.
Mevcut Tipik Sokak
Adada mevcut durumda artan motorlu taşıt ve kontrolsüz bisiklet trafiğinin adanın yaya öncelikli, yavaş yerleşim yapısı ile uygun olmadığı düşünülmektedir. Faytonların kaldırılması sonrasında adanın ana ulaşımının yaya öncelikli olarak sağlanması, bisikletlerin de ikincil olarak ulaşımda kullanılması önerilmektedir. Motorlu özel araçların ada içinde kullanımının yasaklanması, yaşlı ve engelli bireylerin kullanımı için kamusal elektrikli araçların, adada önceliğin yayaların olduğu bilinci ile sadece gereklilik olarak adada belirlenecek hız sınırlarına uyarak varlığını sürdürmesi önerilmektedir. Otobüs ölçeğinin adalar için büyük olduğu düşünülmekte, kamusal elektrikli araçların kapasitesinin 4-6 kişi arasında olması öngörülmektedir. Yayaları dar kaldırımlarda yürümek durumunda bırakan, araç ve bisikletin geçişine öncelik veren mevcut yol sisteminin “Paylaşımlı Sokak” olarak adlandırılabilecek bir şekilde, radikal olarak yeniden düzenlenmesi önerilmektedir. Kaldırım ve yol gibi keskin ayrımların olmadığı bu durum araçların ve insanların daha dikkatli bir şekilde hareket etmesine ve duruma göre karar alınmasına, dolayısıyla göz kontaktını mümkün kılarak her türlü etkileşimin artmasına olacak sağlayacaktır.
Öneri Tipik Sokak, Paylaşımlı Sokaklar
Böylelikle sokak önceden belirlenmiş ve düzenlenmiş bir kurallar mekanı olmaktan çok, her seferinde yeniden uzlaşılan bir hareketler mekanı olacaktır. Bu aynı zamanda “herkes için sokak” fikrinin de ön koşuludur. Engelliler bir yaya varyasyonu olmaktan çıkarak sokağın ve bu entegre sistemin çocuklar ve yaşlılarla birlikte asli bir parçasıdır. Sokakların sadece yürüyüp geçme alanı olmaktan çıkarak duraklamaya, vakit geçirmeye ve etkileşime olanak sağlaması amacıyla mevcut ağaç yerleşimi ve konutların giriş kapı yerleşimi düşünelerek sokaklarda bitkilendirilmiş alanlar arttırılarak oturma elemanları eklenmiştir. Ada sakinlerinin yolda yürürken soluklandığı ve etkileşime girdiği bu alanlar sokaktaki yaya aktivitesini arttırıp, yayaların sokakları sahiplenmesini sağlayacak, araçlara önceliğin yayalarda olduğunu hatırlatacaktır. Bazen sabit bazen hareketli olarak öngörülen oturma elemanları ada sakinlerinin bir araya gelme alternatiflerini arttırmaktadır. Geçirimsiz asfalt yol yüzeylerinin ve beton kaldırımların geçirimli malzemelerle değiştirilerek hem ısı adası etkisini azaltmak, hem de yağmur suyunun emilimini arttırmak amaçlanmaktadır. Asfalt yerine kullanılacak tırtıklı ve geçirimli yüzey malzemeleri bisiklet ve araçların hızlarını azaltmaya da katkıda bulunacaktır.
Meydan
Yakın zamana kadar faytonların durak yeri olarak kullanılan Arabacılar Meydanı, faytonların kaldırılması sonrasında farklı aktivitilere zemin oluşturacak bir kentsel boşluk olarak ele alınmıştır. Tasarlanmış bir kentsel odak alanı yerine, bir “sonuç mekan olarak meydan” anlayışı üzerinden projeye yaklaşılmıştır. Kendisini tarif eden dokuyla birlikte yaşayarak kent hayatının olası tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde “önceden belirlenmiş değil” olasılıklar mekanı olarak kurgulanmıştır. Böylelikle kent hayatının içine akıp, boşalabileceği bir pozitif boşluk olarak, minimum müdahale ile tüm adanın ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir meydan fikri amaçlanmıştır.